‘E’ İle Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Ebed: Sonu olmayan gelecek. İsim olarak kullanılmaz.
Ebedi: Sonsuz, sonrasız, ölümsüz. 2. Ölümsüzlük.
Eber: Hayırlı, şerefli, faziletli.
Ebra: Ürkme, kaçma. Birden bire ölme (!!! Çok kötü enerjili bir isim)
Ebrar: Özü sözü doğru olan, hamiyetli, İffetli kişi manasındadır.
Ebru: 1. Kaş. 2. Bulut renginde, buluta benzer, bulut gibi dalgalı, bulutlu. 3. Kağıt üzerine kendine has usulle yapılan, mermer, damarları gibi dalgalı şekilli süsleme. Ciltçilikte ve hüsn-ü hat’ta kullanılır.
Ebrunur: Ebru ve nur isimlerinin birleşimden oluşmuş isimdir.
Ebyar: Pek ak, pek beyaz.
Ece: Güzel kadın, kraliçe manalarını taşır.
Eceaypar: Ay parçası gibi parlayan kraliçe.
Eceban: Kraliçe hükümdarlığı.
Ececan: Kraliçelik eden. 2. Ana gibi cana yakın.
Ecegül: Gül gibi güzel kraliçe.
Ecegün: Çok güzel bir günde doğan
Ecehan: Yönetici güzel kadın, hükümdar, kraliçe.
Ecem: Kraliçem.
Ecemsu: Su kraliçesi.
Ecenaz: Nazlı güzel kadın anlamındadır.
Ecenur: Nurlu, ışıklı kraliçe.
Ecer: Yen, güzel, iyi.
Ecesay: Güzelliğiyle çevresinde saygı uyandıran
Ecesel: Coşkulu bir güzelliğe sahip olan
Eceser: Güzelliği gözler önünde olan
Eceseren: Güzelliğini gizlemeden yaşayan
Ecesoy: Saygın ve güzel soydan gelen
Ecesu: Su gibi berrak ve çok güzel.
Ecesun: Güzelliğini sunan, gösteren
Eceşan: Güzelliğiyle şöhretlenmiş olan
Eceşen: Neşeli, şen şakrak ve güzel
Ecetan: Tan vakti kadar güzel
Eceten: Çok güzel tene sahip olan
Eceyar: Çok güzel sevgili.
Echer: Son derece güzel kadın. İkinci manası gündüz iyi görmeyen karmaşık gözlüdür.
Ecmel: En güzel, en yakışıklıanlamındadır.
Ecre: Mükâfat. Ecr kökünden gelir.
Ecren: Allah’ın hediyesi anlamını taşımaktadır.
Ecrin: Allah’in hediyesi demektir.
Eda: Naz, işve, davranış, tavır, namaz kılma… Manalarını taşır.
Edaay: Ay gibi güzel ve nazlı
Edacan: Nazlı ama içten olan kimse
Edacan,: Nazlı ama içten olan kimse.
Edacık: Nazlılığıyla sevilen.
Edadil: İşveli, dilli olan
Edagöz: Gözlerinden nazı ve işvesi okunan.
Edagül: Gül gibi güzel ve nazlı
Edagün: Nazlı gün, nazenin
Edagüz: Nazlı sonbahar.
Edagüzar: Becerilerini göstermekte nazlanan.
Edahses: Nazlı ses.
Edalı: Nazlı, işveli,
Edalıay: Nazlı bir ay gibi.
Edalıcan: içtenliğinde nazlanan.
Edalıgöz: İşveli göz.
Edalıgül: Nazlı bir gül gibi.
Edalınaz: Naz yapar gibi.
Edalınur: Işık saçmak nazlanır gibi olan.
Edanaz: Naz yapar gibi
Edanur: Işık saçan nazlı güzel.
Edasal: İşvesiyle tanınan.
Edasay: Nazlı hanımefendi.
Edasel: Nazlı, çoşkulu.
Edases: Nazlı ve işveli bir sese sahip olan.
Edasev: Nazlı sev.
Edaseven: Kendisi gibi nazlı olanı seven.
Edasever: Kendisi gibi nazlı olanı seven.
Edasoy: Nazlı bir soydan gelen.
Edasu: Eda ve Su isimlerinin birleşiminden oluşur. Nazlı su gibi bir anlam taşır.
Edasun: Nazlandığını belli eden.
Edaşan: Nazlılığıyla şan, şöhret sahibi olmuş.
Edaşen: Neşeli ama nazlı.
Edayar: Nazlı sevgili.
Edayel: Nazlı nazlı esen rüzgar.
Edayüz: Nazlılığı yüzünden okunan.
Edeb: Terbiye, nezaket, düzenli.
Eder: Kıymet, değer
Edibe: Nazik, edepli, terbiyeli.
Edis: Uluğa ermiş olan
Ediz: Değeri yüksek, kıymetli
Edviye: “Adviye” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Eengüz: Rüzgarlı sonbahar.
Efhem: 1. Çabuk anlayan. 2. Zihni açık olan. 3. Daha ulu, çok büyük şeref sahibi fehametli.
Efide: Yürekler, kalpler, gönüller.
Efil: Rüzgar, dalgalanma
Eflin: Cennetin 8 kapısının biri. Cennete açılan kapı.
Efnan: Cennetteki güzel gözlü kız.
Efnem: Cennete açan çiçek
Efra: Allah’tan gelen esinti. İşi gücü olmayan adam, gibi anlamları olduğu yazıyor. Kökeni ve anlamı tam bilinmiyor. Harfler güzel ama anlamlar belirsiz ve kötü.
Efraz: Kaldıran, yükselten. Firaz Yükselten, mümtaz, büyük, meşhur, maruf.
Efridun: Cemşid soyundan anlayış ve zekasıyla meşhur bir İran hükümdarı.
Efrug: 1. Parıltı, ışık. 2. Nur.
Efruz: 1. Şule, parıltı. 2. Aydınlatan, parlatan. 3. Tutuşturan, yakan. Gösterişli güzel.
Efsa: Sihirbaz, efsuncu, büyücü. (Kötü manalı bir isim!!!)
Efsane: Eski çağlardan beri söylene gelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayali hikaye. 2. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikaye.
Efser: Taç, başlık
Efsun: Büyülü, sihir
Efşan: Dağıtan, saçan, serpen manalarındadır.
Efşar: Sıkılma, özü çıkarılma.
Efşure: Özsu.
Eftal: En değerli en yüksek.
Eftalya: Denizkızı
Eftelya: Bir dönemin ünlü gayri müslim ses sanatçısı, denizkızı Eftelya.
Efza: Artıran, çoğaltan.
Ege: Türkiye'nin batısında yer alan deniz, ulu
Egegül: Egenin gülü.
Egenaz: Ege’nin nazlı kızı
Egenur: Egenin aydınlığı.
Egesel: Ege gibi çoşkulu olan.
Egesoy: Egeli soyundan gelen
Eğin: Sırt, arka, güvenilen.
Ehad: 1. Bir, tek. 2. İlk sayı. 3. Allah’ın isimlerinden, bir ve tek olan Allah. İsim olarak kullanılmaz.
Ehil: 1. Sahip, malik. 2. Becerikli, yetenekli. 3. Bir yerde oturan.
Ehliyet: 1. İşe yarar halde bulunuş, bir işi hakedebilecek durumda bulunuş, selahiyet, yetki. Mahirlik, iktidar, liyakat, kabiliyet, kifayet, mensubiyet. 3. İktidar, kabiliyet ve liyakat vesikası.
Ekim: Bir ay, ekme işlemi.
Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
Ela: Alacalı renkli; gözde kestaneye çalan sarı renkli manasındadır.
Ela/Elanur: Sarıya çalar kestane rengi
Elaay: Güzel gözlü ve ay gibi parıldayan.
Elacan: Ela gözlü, içten kimse
Elacık: Küçük ela gözleri olan.
Elafer: Ela renkli ışık saçan.
Elagöz: Ela gözlü güzel.
Elagül: Güzel gözlü ve zarif görünümlü.
Elagüz: Mahsun sonbahar.
Elagüzar: Ela gözlü becerildi güzel.
Elaldı: El-aldı. 2. Başkasına kaptırılan.
Elam: Türkçe: Benim olan ela anlamı taşır. Farsça: Elam imparatorluğu eski Elamite imparatorluğu (farsça’da تمدن عیلام) (m.ö. 2700- m.ö. 660 arası) Sümer ve Akkad’in doğusunda, bu günkü İran’ın güneybatısındaki Huzistan eyaletini ve Fars eyaletinin batısında yer almıştır.
Elanaz: Ela gözlü, nazlı güzel
Elanigar: Gözleri elalı resim.
Elanisa: Ela gözlü kadınlar.
Elanur: Gözü sarıya çalan kestane renginde olan güzel manasındadır.
Elasel: Gözlerinin güzelliğiyle çoşkulu olan.
Elaser: Gözlerinin güzelliğini sergileyen.
Elasev: Ela gözlü sev.
Elaseven: Ela rengi seven.
Elasever: Kendi gibi güzel gözlüleri seven.
Elasoy: Güzel gözleri olan bir soydan gelen.
Elasu: Ela gözlerinden temizlik akan.
Elasun: Gözlerinin güzelliğini sunan.
Elaşan: Gözlerinin güzelliğiyle şöhret olmuş.
Elaşen: Gözlerinin güzelliğiyle neşe saçan.
Elatan: Gözlerinde tan vaktinin güzelliğini yansıtan.
Elaten: Ten rengi güzel olan.
Elay: Elalı, karışık gibi bir manası vardır. El+ Ay köklerinin birleşiminden oluşur.
Elayar: Ela gözlü güzel sevgili.
Elayüz: Çok güzel yüz.
Elbin: Bin tane el, birlik
Elbir: El birliği, güç birliği
Elbirle: El birliği ile.
Elbirlik: Beraberlik, dayanışma, el ele verme.
Elbiz: Bizim yer, yöremiz
Elburz: 1. Kafkaslarda en yüksek dağ. 2. Uzun boylu yakışıklı kimse.
Elçi/Elçim: Elçi olarak gönderilen manasındadır.
Elçim: Elçi olarak gönderilen
Elçin: Demet, deste anlamlarını taşır. Ayrıca Ağustos böceği demektir.
Eldem: Cana yakın, sevimli
Elem: Acı, keder, sancı, kaygı.
Elen: Nadide bulunması güç mücevher.
Elezan: Göğe yükselen ezan sesi anlamındadır.
Elfida: Feda etme, gözden çıkarma, verme.
Elfin: Küçük yaramaz, ele avuca sığmaz.
Elfiye: 1. 1000 mısralık manzume. 2. Manzum risaleler.
Elgiz: Şehri koruyan tanrıçadır.
Elif: İslami alfabenin ilk harfidir. Ebccd hesabında değeri “1” birdir. Musikide “la” notasını ifade için kullanılır. Ülfet eden, dost, tanıdık ve alışmış, alışkın, alışık manalarını taşır. – İki kelimeli isimler yapılabilir (Elif Su, Elif Nur v.s.).
Elife: Tutku, istek, alışılan şey
Elik: Dağ keçisi
Elim: Çok acı veren
Elime: Dert ve elem veren
Elis: Güzel kokulu bir çiçek.
Elisa: Benî İsrail Peygamberlerindendir. Bir diğer yandan HIV testine de ELİSA denir; bu manada kötü enerjili bir isimdir.
Elit: Seçkin, üstün
Eliz: Yabancı yerdeyiz, yabancıyız ve el izi anlamındadır.
Elizan: Uzaktan duyulan ezan sesidir.
Ella: Sonsuzluk.
Elmas: Değerli bir taştır.
Elmasım: Değer verme. 2. Değer vererek seslenme durumu.
Elmina: Mina dağında açan çiçek manasına rastlıyoruz. Ayrıca Al ve Mina kelimelerinin birleşiminden oluşan bir isim olan Elmina’ nın güneş tutulmasındaki kızıllığa verilen ad olduğu da söylenir.
Elmira: Emir veren prensestir.
Elnare: Ülkesinin ışığı, odlar yurdu. Azerbaycan’ın diğer ismi ile eşanlamlıdır.
Elnur: Elin nuru anlamındadır.
Eltaf: Çok latif çok güzel.
Elvan: Renkler, çeşitler
Elveda: Bir daha kavuşulamayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullan
Elvida: Allah’a ısmarladık. Allah’a emanet olun yollu ayrılık hitabı. Erkek ve kadın ismi olarak kullanılır.
Elvin: Cennet çiceği, Gökkuşağının her bir tayfına verilen isim, Sıcak – Sadakat, sonsuz arkadaslik
Elyak: En layık olan, en çok yakışan.
Elzem: Gerekli olan, vazgeçilmez.
Emanet: 1. Emniyet edilen kimseye bırakılan şey, eşya veya kimse. 2. Osmanlı devletinde bazı devlet dairelerine verilen isim.
Emeç: Gaye, amaç, hedef manalarındadır.
Emek: 1. Uzun ve yorucu çalışma. 2. Bir amaç uğruna harcanan yoğun beden ve zihin gücü.
Emel: Hedef, umut, arzu.
Emen: Bir şeyi yetiştirmek amacıyla dikmek için açılan çukur. 2. Zahmetli iş.
Emet: Bolluk getiren, bolluk, berekettir. Son sonuç da demektir.
Emeti: Bereket, bolluk. 2. Hala.
Emetullah: Allah´ın kulu (kadınlar için kullanılır).
Emine: İnanılır, güvenilir.
Emira: Eski Mısır’da prenseslere verilen unvandır.
Emire: Büyük bir ülkeden, soydan olan.
Emiş: Emmek işi veya biçimi. 2. “Emine” isminin kısaca söyleniş biçimi.
Emniyet: Güvenlik. 2. Güven, inanma, itimat
Emoş: “Emine” isminin kısaltılarak söylenmiş bir başka biçimi.
Emra: Ece, emreden, kraliçe
Emraz: Hastalıkla ilgili.
Emriye: Emirle, buyrukla ilgili.
Enda: Yüce, ulu, yüksek, âlâ anlamındadır.
Endam: Vücut, beden, ten, boy bos.
Ener: Dağ eteği
Enfa: Çok yararlı, daha çok faydalı.
Enfes: Güzeller içindeki en güzel olan. Nefiss.
Enginay: Aşağılara doğru inmiş Ay, engine inmiş Ay.
Enginaz: Çok nazlı olan.
Engingül: Her yam gül gibi güzel ve bakımlı olan.
Enginiz: İnmiş iz; engindeki iz.
Enginsel: İçindeki çoşku her yeri alabilecek kadar büyük olan.
Enhar: Irmaklar, çaylar. Enhar. Kur’an-ı Kerim’de cennetin altından akan ırmaklar.
Enise: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
Enmutlu: mutluluklar içinde en mutlu olan
Ennur: Nur yağdıran.
Ercin: Merdiven, basamak.
Erçil: Doğru, inanılır, güvenilir kişi
Erçin: Merdiven, basamak.
Erda: Beyaz karınca
Erdemay: Erdemli ve Ay kadar güzel olandır.
Erdenay: Bakır ay
Erdibike: Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadın.
Erdibikem: “Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadınım” anlamında kullanılan bir ad.
Erem: Cennet
Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
Erendal: Her zaman genç ve körpe kalacağına inanan.
Erendil: Her şeyi bilip söyleyen.
Erendiz: Jüpiter gezegeninin adı
Erengül: Ermiş, yetişmiş, açmış gül
Erengün: Ulaşıp gelen gün.
Erengüz: Biten sonbahar
Erennaz: Naz yapmaya son veren, nazdan vazgeçen.
Erennur: Evliya gibi ışık saçan
Erensel: Çoşkulu bir akıllılığa sahip olan.
Erensen: Ermiş olan, evliya.
Erenser: Ermişliğini gösteren.
Erensu: Ermiş gibi ve su gibi aziz olan.
Erenşan: Olağanüstü sezgileriyle ünlenmiş olan
Erentan: Tan vaktinin çekimine kapılan.
Erenyar: Ermiş sevgili.
Erenyüz: Yüzü evliya gibi nurlu olan.
Erge: Şımarık, nazlı
Ergem: Nazlım, canım.
Ergi: İyi bir şeye erişme hali
Ergim: Eriştiğim, ulaştığım, benim olan ergidir.
Erguvan: Çok güzel lila, mor renkli çiçekleri olan bir ağaç.
Ergül: Erlerin gülü
Ergüler: Erken mutlu olur, erken güler.
Eribe: Akıllı, zeki, olgun, yetkin.
Erik: Beyaz çiçekli bir ağaç ve bunun çeşitli renklerde ekşimsi veya tatlı sulu meyvesi.
Erike: Taht.
Erim: 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. Vakıf olmak, yetmek.
Erinç: Dirlik, rahat, huzur
Eriş: Tüm arzularını gerçekleştir, istediklerini elde et temennisi.
Erişen: Amacına ulaşan, istediğini elde eden.
Eriz: Cömert, mertlik yolu
Erke: Enerji, iş başarma gücü, nazlı
Erkin: Hiçbir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, özgür.
Erkinay: Özgür Ay, özgürce dolaşan Ay.
Erma: Çok güzel, nazlı, cilveli
Ermiye: Dolu yağmasına neden olan bulutlar.
Erna: İşveli, cilveli, şen şakrak kişi.
Ersevim: Sevimli, sempatik erkek.
Erseyim: Sevimli, sempatik erkek.
Erva: 1. Yumuşaklık, letafet. 2. Güzel görünen.
Ervanur: Allah’ın gönderdiği ışık.
Ervin: Şahsiyetli, kişilikli, şerefli, itibarlı.
Erzan: Bol, uygun, layık
Esalet: Asalet.
Esel: Rüzgarlı diyar, rüzgar alan ülkeler.
Esen: Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı sıhhatli sağlam
Esenay: Ayın önünden geçen rüzgarlı bulutlar
Esencan: Sağlıklı ve içten olan.
Esencik: Sağlıklı ve sevimli olan.
Esengil: Esintili olan.
Esengöz: Sağlıklı ve güzel göz.
Esengül: Sağlıklı gül.
Esengülen: Rüzgar gibi gülen.
Esengün: Sağlıklı gün.
Esenkal: Sağlıklı olması temenni edilen.
Esenli: Çok sağlıklı.
Esennaz: Nazlı nazlı esen rüzgar.
Esennur: Işık saçarak rüzgar gibi giden
Esensal: Sağlık saçan.
Esensel: Rüzgar gibi coşkulu olan.
Esenses: Rüzgar gibi esen
Esensoy: Sağlıklı bir soydan gelen.
Esensu: Rüzgârlı su.
Esensun: Sağlık temennisi sunan.
Esenyar: Sağlıklı sevgili
Esenyel: Hafif esen rüzgar
Esenyüz: Sağlıklı oluşu yüzünden okunan.
Eser: Ortaya konan yapıt
Eseray: Ay’dan da güzel yorumlanmış olan.
Esercan: Yüreğinden geldiği gibi davranan
Esercik: Sevimliliği içten olan.
Eserdal: Gençlik ateşiyle keyfine göre davranan.
Eserdil: Keyifli sohbetleri olan.
Esergül: Gül gibi canlı olan.
Esergün: Keyifli gün
Esergüz: Keyifli sonbahar.
Eserkan: Keyifli bir soydan gelen.
Esernaz: Nazlı nazlı esen.
Esernur: Işık saçarak esen.
Esersu: Su gibi berrak ve yürekten olan.
Esersun: Yapıtlarını sunan.
Esertan: Tan vaktinin keyfi.
Eseryar: Keyif veren sevgili.
Eseryel: Esip geçen.
Esgin: Rüzgarlı. 2. Esen. yel.
Eshar: Seher, sabahın oluşu.
Esil: Şerefli, itibarlı ve otoriter kişi, uzun ve dolgun yüz. Doğru şey. Kavi, muhkem, sağlam
Esila: Öğle vakti ile ikindi vakti arasında geçen zaman diliminin Kuran’ da geçen adıdır.
Esim: Esme işi, rüzgârın esişi, esinti.
Esin: Sabah rüzgarı, ilham, güzel fikir
Esinay: Aydan etkilenen.
Esincan: içtenliğiyle başkalarına ilham veren.
Esincik: Sevimli, duygulu.
Esingül: İlham veren gül
Esingün: ilham veren gün.
Esingüz: Güzelliğinden etkilenilen. 2. Romantik sonbaharı yaşayan.
Esinnaz: Nazlı nazlı esen.
Esinnur: İlham veren, ışık saçan.
Esinsel: Coşkulu duygular içinde olan.
Esinses: Sesiyle ilham veren
Esinsoy: Soyuyla iftihar eden.
Esinsu: Berraklığıyla ilham veren.
Esintan: Tan vaktinden esinlenen.
Esintay: Gençliğiyle herkesi kendine hayran bıraktıran.
Esinti: Belli belirsiz hissedilen hafif yel.
Esintürk: İlham veren Türk.
Esinyar: ilham veren, sevgili.
Esinyüz: Yüzünün güzelliğiyle başkalarına ilham veren.
Eslem: Daha sağlam, en selâmetli.
Eslim: Teslimiyet, Allah’a teslim olandır.
Eslina: Dünyalar güzeli.
Esma: İsim manasındadır.
Esmacan: Adı can olan.
Esmagül: Adı gül
Esmahan: Hükümdar adları.
Esmahatun: İsmiyle anılan kadın.
Esman: Bedeller, kıymetler, değerler.
Esmanaz: Adı naz
Esmanigar: Adı nigar.
Esmanur: Adı nur.
Esmasu: Adı su.
Esmaşan: Adı şan.
Esmatan: Adı tan.
Esmayar: Adı yar.
Esme: Esme işi
Esmenisa: Adı nisa.
Esmer: Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday renginde olan. 2. Siyaha çalan buğday rengi.
Esmeray: Esmer kadın.
Esmercan: Esmerliği ve içtenliğiyle çok sevilen.
Esmergül: Eşi benzeri . bulunmaz güzellikte olan.
Esmergüz: Sonbahar akşamı.
Esmernaz: Nazlı esmer.
Esmersev: Esmerliğiyle sevilen.
Esmerseven: Esmerleri seven. 2. Kendi gibi olanı seven.
Esmersever: Kendi gibi esmer olanı seven.
Esmersu: Berraklığı gecenin kararlılığına karışmış olan.
Esmira: Zümrüt taşı.
Esna: Bir işin yapıldığı an.
Esra: Çabuk, hızlı
Esved: Siyah, kara.
Eşay: Ayin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan
Eşe: Teyze. 2. “Ayşe” isminin kısaltılmış bir biçimi.
Eşim: Yoldaşım, hayat arkadaşım.
Eşin: “Dostun, arkadaşın” anlamında kullanılan bir ad.
Eşlem: Selametli, güvenilir
Etfal: En değerli en yüksek.
Eti: Tarihte bir Anadolu devleti.
Etik: Ahlak bilimi, töre bilimi. 2. Ahlakla ilgili, ahlaki.
Etike: Eğitmen. 2. Yol gösterici.
Eva: Havva. Yaratılan ilk kadın
Evcan: Evini seven, evcil.
Evcimen: Evi yaşanacak bir yuva yapan, evine ve ev işlerine çok bağlı, Evi çekip çeviren, evine düşkün.
Evdegül: Evde olan güzel.
Eve: Havva. Yaratılan ilk kadın.
Evecen: Hamarat. ev işlerini kısa sürede halledebilen.
Evin: Bir şeyin içindeki öz, buğday tanesinin olgunlaşmış içi
Evinç: Evini seven, evine bağlı.
Evingül: Evin gülü, evin güzeli.
Evla: Uygun olan manasındadır.
Evnur: Eve nur saçan.
Evra: Hisar, kale anlamındadır.
Evran: Talih, alınyazısı
Evre: Dönem, çağ.
Evren: 1. Büyük yılan, ejderha. 2. Felek, zaman. 3. Kainat, dünya. 4. Yaşanılan vasat.
Evrim: Aşamalarla kendini gösteren ilerleme, değişim
Evsa: Sihirbaz, efsuncu, insana tesir eden anlamındadır.
Evsan: Putlar, harçlar. İsim olarak kullanılmaz.
Evsar: Taç.
Evser: Taç, çelenk.
Evşen: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir.
Evvel: 1. İlk başlangıç, ilkin. 2. Allah’ın 99 isiminden biri.
Eygül: İyi, gül gibi.
Eylem: Siyasal ve toplumsal hareket, bir kişinin dış etki altında kalmadan kendisinin gerçekleştirdiği davranış
Eylül: Bir ay, hüzünlü
Eysu: Suya seslenen
Eyşan: Şanlı, güzelliği ile ünlü.
Eyşe: Güzel, akıllı
Ezamet: 1. Büyüklük, ululuk. 2. Çalım, kıvnm.
Ezel: Başlangıcı belli olmayan
Ezeli: Öncesiz, başlangıçsız.
Ezfer: Güzel kokulu.
Ezgi: Beste, müzik parçası
Ezgin: Paraca durumu bozuk olan, çürük ezik gibi negatif manaları vardır.
Ezgü: Tarz, yol, biçim, bir melodinin içinde belirli yerlerde tekrar edilen ses dizisi
Ezhan: İnsanda akıl, fikir, zeka, hafıza anlayış, kavrayış, kudretleri.
Ezheran: Ay ve güneş.
Eznev: Yeni baştan, yeniden.
Ezo: Ezik, dirençli
Ezra: Sözü düzgün doğru olan adam manasındadır. Ayrıca beyaz kulaklı siyah at demektir.
Ezrak: Gök rengi. 2- Saf temiz su. 3. Mavi gözlü.