‘İ’ İle Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
İclal: Azamet, büyüklük, ağırlama, ikram
İçil: Kıyıdan içerde bulunan il.
İçim: Bir yudumda içilecek miktar; bir şey içilirken alınan tat ; çok güzel çok alımlı, çok çekici anlamında da kullanılır.
İçli: Kolay duygulanıp incinen, içlenme huyu olan, duygulu kişidir.
İçten: Gönülden, cana yakın, candan
İdil: Kır yaşamını anlatan kısa şiir ya da yazı
İdilsu: Su için yazılmış şarkı ya da şiirdir.
İdlal: Naz etme, aşırı nazlanma.
İfakat: İyileşme, iyi olma.
İffet: Temizlik, namuslu olmak anlamını taşır.
İhmirar: Kızarma, kızıllık anlamındadır.
İkbal: Baht açıklığı, işlerin doğru gitmesi, gelecek anlamındadır.
İklim: Bir ülke ya da bölgenin ortalama hava durumunu belirleyen meteorolojik olayların tümü.
İklima: Hz. Adem’in ilk kız çocuğu, dünyaya gelen en güzel 3 kadından biridir diye rivayet edilir.
İkra: Hz. Muhammed (S.A.V) inen ilk Vahiy: “Oku” anlamına geliyor.
İkram: Sunma.
İkranur: Her şeye Rabbin ismi ile başlayan, nurlu insan.
İkrasu: Berrak akan su, temiz ve saf. İkra+Su
İksir: Eskiden hayatı ölümsüzleştirmek, madenleri altına çevirmek gibi olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı. 2. İç ferahlatıcı ilaç veya içki. 3. Aşk ilham eden büyülü içki.
İlaf: Bu isim, Kureyş Suresi’nde yer alır. Bir şeyleri birleştirmek, sevmek, uzlaşmak, anlaşmak anlamına gelir.
İlarya: Gümüş balığının küçüğüdür.
İlay: Ülkenin en güzeli.
İlayda: Su perisi
İlbüke: İlbey hanımı, seçkin hanım
İlcan: Ülkenin canı, sevdiği
İlçim: Elçilik görevi.
İlçin: İlde olan, ülke için yaşamak.
İldem: Pişmanlık duyan
İlden: Üzgün
İldeniz: Ülkenin denizi
İlenay: Gülen ay.
İley: Huzur, yön, taraf
İlgi: İki şey arasındaki bağıntı, bağ, ilişki; bir şeye karşı duyulan bilme isteği
İlgin: Yabancı, gurbette yaşayan
İlginay: Gurbette yaşayan güzel.
İlgün: Ülke güneşi, başkaları, yabancılar
İlgür: Gelişkin, güçlü.
İlim: Bilim
İlisu: Sulak yer, hareketli yer.
İlkay: Ayın ilk hali
İlkbahar: Bahar mevsimi
İlkcan: Genellikle ailenin ilk doğan çocuğuna verilen bir ad) ilk sevgili
İlke: Temel alınan düşünce, kural
İlkgül: (ailede ilk doğan kız çocuğuna konur) güllerin ilki, ilk gelen gül
İlkgüz: Eylül ayı
İlkim: İlk çocuklara verilen addır. Benim ilk olanım anlamındadır.
İlkin: Önce, öncelikle
İlknaz: İlk doğan kız çocuklarına verilen isimdir. İlk yapılan naz gibi, çok nazlı gibi anlamları vardır.
İlknur: İlk nur, İlk gelen ışık
İlksal: İlk çocuk olmasıyla övünülen.
İlksay: İlk olmasıyla özen gösterilen.
İlksel: (ilk çocuk ya da ikizlerden ilk doğan için) ilk gelen sel
İlksen: Önce sen anlamında
İlksev: İlk önce sevilen.
İlkşan: İlk göz ağrısı.
İlkşen: İlk önce sevinen.
İlkut: Yurdun için savaş.
İlkyaz: Bahar sonu, Yaz başlangıcı
İlkyel: Hafif esinti.
İlma: Parlama, belirme, işaret etme
İlmiye: İlme ait, ilme mensup anlamındadır.
İlnur: Ülkenin, çevrenin ışığı.
İlsel: İlle ilişkili, yurtla ilişkili
İlser: Yurdu için baş veren.
İlsu: Ülkenin suyu, bereketi
İltaç: Yurdunu taçlandır, onurlandır.
İlter: Yurdu koruyan, yurtsever
İlterim: Yurdunu koruyan.’
İlya: İnsan anatolojisinde böğür anlamındadır.
İmbat: Yazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgarı, deniz yeli.
İmece: Elbirliği ile yapılan çalışma.
İmer: Zengin, varlıklı
İmge: Düş, hayal, görüntü, tasarım
İmgen: Düşleyen
İmran: Evine bağlı, evcimen anlamında
İmren: İmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği
İnal: Kendisine inanılan kimsedir.
İnanç: İnanılan şey
İnce: İnce yapılı; kalınlığı az olan; düşünce, davranış bakımından incelik gösteren
İnci: İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi
İncidil: Değerli sözler söyleyen.
İncifem: İnci gibi güzel olan.
İncigül: İnci tanesi ve gül gibi güzel
İncila: Işık, parlaklık
İncilay: Ay’ın ince olduğu hali.
İncili: Değerli.
İncinur: İnci gibi ışıklı, parlak
İncisel: Coşkulu ışık.
İnciser: En güzel inci.
İncisoy: İnci gibi bir soydan gelen.
İndira: Girişim. 2. Önegeçme.
İnsel: İnsani, insana yakışan.
İnşirah: 1. Açıklık, ferahlık, rahatlık. 2. Kur'an-I Kerim'de bir sure.
İpar: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek
İpek: İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel
İpekel: İpek gibi yumuşak el
İpekten: İpek gibi, ipekten yapılmış; teni çok güzel olan, ipek tenli
İrade: istek, dilek. 2. Buyruk. 3. Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü.
İrem: Kuran’ da geçen sahte cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe
İremsu: Cennet bahçesi.
İren: Özgür, serbest
İrgün: Günün çok erken zamanı
İris: Göz bebeği
İrman: Arzu, istek. 2. Davetsiz gelen misafir.
İrva: Suya kandırmak, bolca sulamak.
İrza: Gönlünü hoş etme, gönül alma.
İslim: 1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buhar.
İsmet: 1. Masumluk, günahsızlık, temizlik. 2. Haramdan çekinme, namus.
İsmiay: Adıda kendi gibi güzel olan
İsmican: içten olması temenni edilen.
İsmigül: Gül gibi güzel olması temenni edilen.
İsmihan: Hükümdar ismi.
İsminaz: Nazlı, adı nazdan gelen.
İsminur: Nur gibi ışık saçması temenni edilen.
İsmişan: Adı gibi şanlı, şöhretli olması temenni edilen.
İsmişen: Adı gibi neşeli olması temenni edilen.
İsna: Övme, şükretme, değer, yükseltme.
İsra: Gece yürüyüşü. Geceleyin yürütme, gönderme, bir yerden bir yere ışınlama. Hz. Muhammed’ in Miraç gecesinde yaşadığı özel hal.
İstek: Bir şeye duyulan içsel eğilim; birinden yerine getirilmesi istenilen şey
İstem: İrade, arzu.
İstemihan: İradeli, arzulu, yönetici.
İşcen: Çok çalışkan, çalışmayı işi seven
İşkar: Emekçi, işçi.
İşve: Naz, eda.
İşvebaz: Naz edici, kırıtkan, cilveli.
İşvekar: Nazlı, cilveli.
İşvel: Nazlı, cilveli.
İtibar: Saygı, önem, onur, şeref.
İyem: İyilik, güzellik
İyimser: İyi şeyler düşünen, her konuda, kötü şeyleri düşünmeksizin umutlu olan, herşeyi iyi yönüyle gören manasındadır.
İzabel: Dişi, kadın. İsabella isminin bir başka yazılış halidir. Yabancı isimdir.
İzan: Anlayış, kavrayış, akıl, terbiye.
İzel: İz + El /El izi anlamında
İzem: Büyüklük, ululuk
İzgen: İzi geniş
İzgi: İyi, güzel, akıllı, adaletli
İzgül: Gül izi.
İzgün: Gün izi.
İzim: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında
İzlem: Gözlem, izlemek eylemidir.